İlk Adım

 

 Kendimi bildim bileli müzikle yaşıyorum. Hayatımın her anında notalara basıyorum, öyle itiraf ediyorum duygularımı. 

  Enstrümanlarla tanışmam 4-5 yaşlarımda oldu. Anneannemin evinde olan darbuka, akerdeon, babamın bağlaması, mandolini halamın orgu...
Saydığım tüm enstrümanlar kenarda köşede kalmış, sadece ilk alındığı gün veya hafta kullanılmış enstrümanlardı. Küçükken bir şekilde onları alıp kurcalamaya başladım. En çok orgu seviyordum çünkü en  kolay ses çıkartma teknolojisine sahipti. Ufak bir parmak hareketiyle dünyalar benim oluyordu! İlk öğrendiğim parça dedemin okul müdürü iken mandolin ile öğrencilerine öğrettiği "Tin Tin Tini Mini Hanım" isimli şarkı oldu. Yıllar geçtikçe farklı enstrümanlara merak salıyor, öğrenmek için çabalıyordum. 9 yaşımda iken elime darbuka aldım. Önce basit ritimleri ardından biraz daha geliştirilmiş ritimleri şarkıların üzerine çalarak geliştirdim.11 -12 yaşlarımda babam, dedemin kendisine karne hediyesi olarak aldığı bağlamaya tel taktırdı. Evde olan Bağlama Metot kitaplarından bağlamayı öğrenmeye başladım. 14 yaşımda anneannem org almıştı. Artık parmaklarımın sığabildiği bir org çalmak daha keyif vericiydi. Barış Manço şarkılarına bağlama ile eşlik ederken Kurban grubunun Sarı Çizmeli Mehmet Ağa yorumuna denk geldim. Daha önceki şarkılarda dikkat etmediğim bir enstrüman bu parçada daha baskındı. Bu ses ELEKTRO GİTAR sesiydi! Hemen eve gidip kardeşime hediye olarak alınan gitarı elime aldım. Daha akort etme aşamasında tel koparttım ve diğer tellerin bağlanışına bakarak teli tekrar taktım. Gitarda ilk öğrenilen şarkılar; Caddelerde rüzgar  veya  Akdeniz Akşamları'dır. Ben ise bağlama da öğrendiğim türküleri çalabiliyordum. Ama ben sadece elektro gitar çalmak istiyordum...
   Talebimi ilettiğimde ailemin verdiği tepki; önce derslerine çalış oldu. Babam elektro gitarı ne kadar çok istediğimi anlayınca karne hediyesi olarak elektro gitar aldı. En mutlu olduğum anlardan biridir bu. 
   Hayatımın hiç bir döneminde kursa gitmedim.Neden gitmediğim hakkında hiçbir fikrim yok. Belki de fark etmeden zor bir öğrenme serüvenine sürüklenmiş oldum. Bu durum benim için dezavantajdan çok avantaj olmuştur.Kursta 1 saatte öğreneceklerimi ben 1-2 haftada öğrendim ama öğrendiklerim kalıcı oldu. İnsanın kendi emekleriyle bir şeyler öğrenmesi hem kendisine daha değerli gelir hem de geliştirilebilirlik açısından temeli sağlam imkanlar sunar.

  Yıllar geçtikçe kendimi müzikal anlamda geliştirdim. Armoni öğrendim daha çok çaldım daha çok çalıştım ve sonunda kendi mevyelerimi almaya başladım.Yıllar önce bağlama öğrendiğim kitaplarla şimdi kendi öğrencilerime ders veriyorum. Şu an Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesinde Ziraat Mühendisliği okuyorum. 2016 yılından bu yana Müzik Performans Topluluğu Başkanlığını yürütüyorum. Toplulukta çeşitli konserler sosyal sorumluluk projeleri ve ücretsiz armoni dersi veriyorum.Henüz yayınladığım 5 enstrümantal bestem ve 1 adet yayınladığımız single var.Tüm okuyuculara teşekkür eder, sağlıklı günler dilerim...

 

3 yorum: